19 Şubat 2012 Pazar

Ecem büyüyor




Ecem 5 aylık artık. Hiç geçmeyecek gibi gelen zaman birdenbire geçiverdi. Şimdi çayımı alıp bilgisayarın karşısına geçebilmek, ne lüks bir şeymiş anlıyorum. Bu arada çoğu şeyi yazmadan unuttum bile. Kısaca başlarsam;

İstediğim gibi normal doğum oldu. Ama doktorun demesiyle "kısa çöpü çektim" Komplikasyon, zor bir lohusalık, neredeyse yarıya inen kan değerleri... Ama şimdi hepsi çok uzak geliyor. Her şey normale döndü. Belki vücudun normale dönmesi için bir zaman gerektiğini baştan kabullenmekte sıkıntı çektim. Normal doğum yapsanız bile vücut büyükçe bir olay atlatıyor. Bazı sıkıntılarınız olabilir, geçecek sıkıntı yapmayın.

"Bebeğimi görmemle birlikte gözlerimden yaşlar geldi ve o an ona aşık oldum" diyemeyeceğim. Bahsettiğim gibi benim doğumum maalesef öyle olmadı ve ilk günü hayal meyal hatırlıyorum. Zamanla ve zamanla bir insanın büyümesini, gelişmesini gördükçe mucize olduğuna kanaat getiriyorum. Ve onu gün geçtikçe daha çok seviyorum.

Emzirmeyle ilgili çevre ve söylenenler kafaya takılmaması gereken hususlarmış. En yakınlarınız bile sizi şaşırtıyor. Ama şaşırmayıp, kendine güvenmek lazım. Emin olun meme ile ilgili yaşanabilecek her problemi yaşadım. Ama Ecem sadece anne sütü almaya devam ediyor. Her şey ne çok iyi, ne çok kötü, ortalama. Aslında düşününce bu çok iyi :) Bebek 1 kilo bile alsa mama diyenler olacak onlara sadece hı hı demek lazımmış.

Nurturia hamileliğim boyunca ve daha sonra en çok yararlandığım kaynak oldu. Her gün sorulan soruları ve verilen yanıtları okumaya devam etmeye çalışıyorum. Hamilelikte okuduğum şeyleri not etmek çok iyi oldu. Bu arada daha önceki postlarda yok bana göre değil dediğim Tracy Hogg metodunu uygulamadım fakat Ecem'in uyku düzenini oturtmamda çok faydasını gördüm. Ön yargılı olmamak lazımmış.

Neredeyse her şeyimiz ablamdan kaldı. Çok şanslıyız yani. Ürün tavsiyesi yapıp yapmamak arasında kararsızım. Çünkü araştırmama gerek kalmadı. Ama yolda çevirip bebek arabasından memnun olup olmadığımızı soranlar, ne kıyafet alsam kararsızlığını yaşayanlar olunca yazsam mı diye düşünüyorum. Şimdi de ben geriye dönük oto koltuğu araştırması içindeyim. Ne kadar kaynak o kadar iyi aslında, bakalım. Fikrini kendine sakla diyen olmaz herhalde :)

Bazı arkadaşlarımız davranışlarıyla bize yön verirken, bazıları çok saçmalıyor. Biz de saçmalıyoruz ara sıra. Geçenlerde çok sevdiğim miniğin babasını eleştirirken buluverdim kendimi. Ve o çok net biçimde bunu yapma dedi. Haklıydı ve yaptığı doğruydu. Bir insanı yetiştirirken binlerce doğru  arasından kendimize uygun olanları yapıyoruz. Başkasına karışmamak lazım.

Bebek enerjisi bambaşka bir şey. Girdiğiniz bütün ortamlarda hiçbir şey yapmadan, odak noktası olmayı başarması ne ilginç. Gerektiğinde bunu ağlayarak da yapabiliyor :) İnsanlar, hayvanlar hepsinin bebeklerinde aynı güzel enerji var. Belki garip gelecek ama ara sıra herhangi bir hayvanın yavrusunu falan görünce bazı hareketlerinin aynı Ecem'e benzediğini görüyorum.

Bebekle yaşamak 1-2 ay geçtikten sonra, kolay olmamakla birlikte çok güzel hale geliyor. Ama evlendikten sonra 6 yıl beklemiş olmak doğru bir kararmış. Henüz "keşke daha önce olsaydı" diye bir şey aklımdan dahi geçmedi :) Kötü müyüm neyim!!

Şu benzetme mevzusu hala bitmedi. Bunu en çok da ben yapıyorum. Aslında her şey çok açık ama işte benimki bi umut. Sanki üst dudağının şu köşesi azıcık bana benziyor gibi diye devam ediyor :P Sağlıklı olması dışındaki her şey hikaye tabii. Bizimle yakın  doğmuş olan bir bebeğin hala hastanede nakil bekliyor olduğunu düşününce çok kızıyorum kendime. Efendim bizimki dönmedi, bizimki niye bunu yapmadı..vb şeyler şımarıklıktan başka bir şey değil aslında.

Ayrıca şimdi bu blog ne olacak soruları kafamda dönüp duruyor. Çünkü şu an dekorasyon ve benzeri şeyler pek ilgimi çekmiyor. Anne bloguna dönüşmeli mi böyle kalmalı mı bilemiyorum. Belki de o yüzden yazmayı erteleyip duruyorum.Ne yazacağıma bir karar versem yazacağım yani :)

Şimdilik bu kadar! 

Bir de bloğun "okumak için" yanlış bir formatta olduğunun farkındayım, umarım kısa zamanda düzelteceğim.